19 Ekim 2011 Çarşamba

Son Kullanma Tarihi Hesaplama - 2

Daha önceki postumdaki seri numarasından üretim tarihi hesaplama yöntemlerini paylaşmaya devam ediyorum.

Dior'da ve Peter Thomas Roth'da ilk iki karakter üretim tarihini simgeliyor. İlk karakter bir sayı ve üretim yılının son hanesi. Üretim ayını öğrenmek için de ikinci karaktere bakmak gerek, bu A'dan M'ye kadar değişen bir harf ve A=Ocak, B=Şubat, ... , M=Aralık şeklinde gidiyor. Örneğin hemen elimin altındaki Peter Thomas Roth güneş kremimin seri numarası 7F26. Buna göre 2007 Haziran ayında üretilmiş.

Clarins'te de yine aynı şekilde ilk karakter önemli, üretim yılının son hanesi buraya yazılıyor. 

Dermalogica çok sevdiğim ve birçok çeşit ürününü kullandığım bir marka ama maalesef şifreleme kullanmıyorlar. Yeni birşey aldığımda internet sitesinden müşteri hizmetlerine seri numarasını e-posta ile gönderiyorum. Üretim tarihini paylaşıyorlar birkaç gün içinde.

Üretim tarihini net olarak öğrendikten sonra son kullanma tarihi hakkında ürünün tipine göre üretim tarihinin üzerine 2-3 yıl koyarak fikir yürütülebilir. Güneş koruması içeren, organik, doğal vs. ürünlerde bu süre 1-2 yıl olarak düşünülmeli.

Son olarak da bir iyi haber: bu yöntemler hem cilt bakım hem de makyaj ürünlerinde geçerli.

18 Ekim 2011 Salı

Son Kullanma Tarihi Hesaplama - 1

Bir önceki post'umda kullanma tarihi geçen kozmetik ürünleri ayırt etmek için fotoğraf yöntemini önermiştim. Bu post'umda ise daha bilimsel bir yöntemi sizinle paylaşacağım. Ürünün seri numarasından üretim tarihini hesaplama.

Ürünlerin seri numaraları çok çeşitli bilgileri içeren bir nevi kodlama, şifre gibidir. Farklı markalarda değişik stratejiler izlenir, kimi seri numaraları direk olarak üretim tarihini içerir kodlama olmadan, 2005 ile başlar mesela veya 200509 ise Eylül 2005'i simgeler. Kimi markalar şifreleme yapar.

Tabii ki bende bütün markaların seri numarası kodlaması yok. Ama bildiğin birkaç markayı sizinle paylaşacağım.

Loreal grubunda, yani Loreal, Lancome, Kiehl's, Vichy, Body Shop gibi markalarda ilk karakter üretim yeri hakkında bilgi içerir, bu kimi markalarda 1, kimilerinde 2 karakter. Sonraki harf hangi yılda üretildiği. Örneğin, bu yılbaşında arkadaşımın bana Fransa'dan aldığı bir Vichy Oligo25 var. Seri numarası 54FD01 diyor. 54 nerede üretildiği. F 2009'da üretildiğini gösteriyor.
A=2004
B=2005
C=2006
D=2007
E=2008
F=2009
G=2010
H=2011
.
.
.
şeklinde gidiyor.

Estee Lauder grubunda, yani Mac, Clinique, Estee Lauder gibi markalarda seri numarası 3 karakterden oluşuyor. İlk harf üretim yerini simgeliyor. Sonraki iki karakter aradığımız karakterler, üretim tarihi. Ama yine şifrelenmiş halde. Ortadaki karakter üretim ayını simgeliyor. Şifrelemesi şu şekilde:
1 = Ocak
2 = Şubat
3 = Mart
4 = Nisan
5 = Mayıs
6 = Haziran
7 = Temmuz
8 = Ağustos
9 = Eylül
A = Ekim
B = Kasım
C = Aralık

Son karakter ise üretim yılı. Burada şifreleme yok, mesela 8 diyorsa 2008'de üretilmiş, 9 diyorsa 2009'da üretilmiş demek.

Bir sonraki post'umda da Dior, Clarins gibi birkaç markanın seri numalarındaki şifrelemeyi paylaşacağım.

Düzenleme: Yeni post yayınlandı. Ulaşmak için tık tık

14 Ekim 2011 Cuma

Kozmetik ürünler ile nostalji

Oyuncakla oynar gibi kozmetiklerimle oynamaya bayılıyorum. 2008'de kullandığım veya daha önceden açtığım bütün ürünlerimi toplayıp fotoğrafını çekmiştim. Biliyorsunuz çoğu üründe son kullanma tarihi olmuyor. Benim gibi dolaplarınız kozmetik ürün doluysa, ne zaman alındığını da hatırlamıyor olabilirsiniz. Bu fotoğraf çok işime yaradı, 2008'den bu yana 2-3 tane survivor kalmış, onları elimle koymuş gibi bulup attım. Şu an resimdekilerin hepsi rahmetli :)

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Evde saç boyası nasıl tutturulur?

Merhaba,

Boyamı aldım, yakında saçlarımı doğal rengine döndürüp, bir süre dinlenmeye bırakacağım. Farkettim ki, saç boyamak saçın buklesini illa ki bozuyor. Ki son 1.5 senedir ben hep eczaneden aldığım zararlı maddeleri azaltılmış boyaları kullandım, Phyto, Color and Soin gibi. Şimdi de Naturtint diye bir marka aldım.Bakalım nasıl olacak.

Yıllarca kızıl bakır tonlarında boyadım saçımı, akmasını engellemek için de çeşitli ürünler kullandım. Deneyimle öğrendim ki, boyanın akmasını önlemek önemli ama daha önemlisi boya günü rengin saça iyice tutmasını sağlamak. Bunu sağlamak için birkaç öneri:
  • Boyayı temiz saça uygulamayın: Saçı yıkadıktan sonra hiçbir şey sürmeden kurutun. Ertesi gün saç hafif kirlenmişken boyarsanız, daha iyi tutar.
  • Boyadıktan sonra saçı şampuanlamayın: Evet bu benim keşfim. Saç boyasının içinden kendi şampuanı veya saç kremi çıksa bile hemen o gün saçıma asla kimyasal birşey sürmüyorum. Boya saçımda yeteri kadar bekledikten sonra, saçtan artık renkli su gelmeyene kadar güzelce su ile duruluyorum. Şekillendirici falan da sürmüyorum. Ertesi gün renk koruyucu şampuan ile yıkıyorum, sonra normal şampuanıma geri dönüyorum.
  • Boya zamanını adet dönemine getirmeyin: Hormonal dengesizliklerden ötürü her zaman tutan renkten farklı bir renk tutma ihtimali var.
  • Boyama öncesinde ve sonrasında Selenyum Sulfid içeren kepek şampuanı kullanmayın: Selenyumun saç üzerinde renk açıcı, daha doğrusu bozucu yan etkileri var. Ben kepek şampuanımı haftada bir kullanıyorum. Boyama günümü bu bir haftanın ortasına getiriyorum etkileşimi en aza indirmek için.
Herkese pasparlak saçlar diliyorum, yeni rengimle geri döneceğim :)

29 Temmuz 2011 Cuma

İskoçya Günlüğü

Çok kişiden duymuştum, çok güzel, yemyeşil, cennet gibi bir yer İskoçya diye. İngiltere de yeşil, çok bir fark beklemeyerek çıktım yola 3 günlük tur için. Gerçekten arada fark varmış. İngiltere'de su namına ancak nehirler var, oysa İskoçya'da dağların arasında kalmış göller kartpostal gibi. Emekli olup hemen yerleşesi geliyor insanın. Çok konuşmayacağım, resimler konuşsun :) İki ayrı gölde çıktığımız tekne turundan:




Göl kıyısındaki kaleden görünüş: 


Edinburgh kalesinden şehir:


Bu tilkicik de kalede karşımıza çıktı. Çok şaşırdım, kimse de kendisi ile ilgilenmiyordu. O sırada görevlilere denk geldik. Meğer Edinburgh'da sokaklarda tilki görmek çok da olağanüstü birşey değilmiş. Özellikle akşam saatlerinde. İngiltere'de sokakta sahipsiz kedi köpek bile görmüyorken, burada tilki ile karşılaşmak hoş bir anı oldu :)


Bu da klasik gayda çalan etekli İskoç erkeği:

Ve tabi ki alışveriş!!! İskoçya'da geleneksel herşey ekose desenli. Yünlü şal klasik hediye imiş. Hediye satan dükkanlardan birinde bu çanta ile ilk görüşte aşk yaşadım. Ama 50 Pound idi. O an pahalı geldi, bilmediğim bir marka için. Meğer Ness İskoçya'da bu ekose desenli yünlü ürünleri satan meşhur bir markaymış. Türkiye'ye dönmeden kendime internetten hediye olarak alacağım korkarım :) Hatta yün cekette de gözüm kaldı. Diğer modeller için; http://www.nessbypost.com/


23 Temmuz 2011 Cumartesi

Expigment etken maddesi: Hidrokinon (Hydroquinone)

Hazır İngiltere'nin kısa süren yazı sona ermek üzereyken, 50 faktörlü güneş kremimi de almışken, cilt lekelerime saldırayım dedim. Daha önce Acnelyse'yi bilinçsiz bir şekilde kullanmış ve kimyasal yanığın kıyısından dönmüş biri olarak Expigment'in bana uygun olduğuna karar verdim ama burada bir türlü bulamadım. Expigment'in asıl leke giderme işini yapan kısmı içindeki hydroquinone molekülleri. Forumlarda, bloglarda herkes çok memnun, işe yaradığına şüphe yok.

Geçen hafta doktora gittim başka birşey için. Hydroquinone'ı da not aldım, hangi kremin içinde bulunduğunu söyleyebilir diye. Gelin görün ki, doktor görür görmez bunu sakın kullanma dedi. Zaten burada bulma ihtimalim de yokmuş çünkü Avrupa Birliği içinde hydroquinone içeren ürünler tamamen yasaklanmış. Uzun vadede kanserojen etkiler gösterdiğini kanıtlayan bilimsel çalışmalar varmış. Tabi ki ben bu kremi Türkiye'den rahatça getirtebilirim ama bütün bu anlattıklarından sonra kanser korkusundan yüzüme sürmeye cesaret edebileceğimi sanmıyorum.

Bu krem Türkiye'de çok popüler. Eczanelerde rahatlıkla bulunabiliyor. Ayrıca hydroquinone içeren daha başka kozmetik kremler de var. Avrupa Birliği yasaklamışsa ciddi bilimsel dayanakları vardır diye düşünüyorum. Türkiye'de yasak olmasa da insanların en azından böyle etkileri olabileceğinden haberdar edilmesi gerekir. Ancak ondan sonra isteyen kullanır, isteyen kullanmaz.

Merhaba!!!

Evet koca bir merhaba, herkese! Yazmak ne zamandır aklımda, ama bir türlü karar veremiyordum, yemek blogu mu olsa, cilt bakımı mı yoksa alışveriş mi diye. Bugün şeytan dürttü, hepsinden niye olmasın dedi. Mantıklı da konuştu bence, aklımda ne varsa, onu yazacağım. Umarım hoşça vakit geçirirsiniz, ben de sizlere faydalı olabilirim :)